eksisozluk.com

Ben en güzel zamanlar.

deniz batıdan doğuya doğru soğumaya başlıyor. geçtiğimiz kış kasım ayında kekova taraflarında denize giriliyordu. fethiyede de girilir diye düşünüyorum. imkanınız var ise aracınızla gidin çünkü gezip görülecek çok yer var ve toplu taşıma bir yerden sonra insanı boğuyor. ölüdeniz tarafı da gayet canlı olacaktır diye düşünüyorum.

Bekleyen bir tanıdığım vardı,geçen sene Aralık ayında başvurdu, Temmuz ayına randevu verildi. Maalesef aile birleşimi randevuları çok bekletiliyor, ortalama 6-8 ay arası bir sürede veriliyor. İnstagramda ya da forumlarda (şikayet var.com) atama tarihleri ile ilgili bilgiler paylaşılıyor (başvuru yapmış kişiler paylaşıyor, resmi bir paylaşım değil), oradan takip edebilirsiniz.

yok onlar dusmeyecek, 2 takim dusecek sadece.

2 takim dusecek sadece +1

Ek bilgi 3 takım geliyor alt ligden.

Ingiltere’den turkiye’deki enpara hesabima para yollayabiliyorum. Turkiye’deki hesaplardan yurtdisina para gonderilmiyormus.

alternatif ihtiyaciniz var mi bilmiyorum ama ziraat almanya subesinde online hesap acip, parayi oraya yollayip, oradan da turkiyeye yollayabilirsiniz. butun bu islemler dahil paranin hesabiniza gecmesi yarim saat surmez.

İnternetten tenisçi dirseği konusunu incele.

FTR uzmanına git.

Geçmiş olsun.

doktor değilim. ama eklem romatizması hastasıyım. sabah uyanınca ağrı ve dirsek deyince aklıma direkt eklem romatizması geldi. ne olur ne olmaz diye romatologa da bir uğrayın.

Sağ ve sol kolumu değil dümdüz aşağıya indiriyorum, hazır ol durur gibi duruyorum, sol avcumu iyice açabilirken sağ avcumu açamıyorum, çıldıracam arkadaş sorun nedir kime gideyim şaşırdım.

Davetiyeli ve 1 yıl için başvurduysanız günümüz koşullarında bırakın bugün gelmeyi hiç gelmeyebilir.
Çok karamsar yazmışım ama iki tanıdığım bir ay içinde red aldı bu şekilde. Çok göç veriyoruz, dikkat çekiyor. Kardeşinin yeni doğan bebeğine desteğe gidecekti mesela, aile davetiye göndermese muhtemelen alabileceği vizeyi alamadı. (önceden birkaç vize var) Size çıktığı durumda bile daha uzun sürecektir, daha ayrıntılı inceleme ihtimalleri var reddetmiyorlarsa da.
Bugün kalkıp başvurduğunuz yere gidin, teyit edin, bir kez bu şekilde son dakikada birkaç sene önce eşim pasaportu ve vizeyi birkaç saat önce aldı. Olmadı uçağı açığa almayı denersiniz.

pass kargoya verildi vs diye mesaj falan geldi mi? eğer kargoya verilmediyse bu saatten sonra gelmesi imkansız gibi geliyor. bi de evet belirtildiği gibi davetiyeyle başvurmak daha büyük bi problem. ben de seyahat acentemle konuştum son başvurumda, davetiyeyi boşverin normal turist gibi otel rez vs yapıp öyle başvuralım daha hızlı ve uzun çıkıyor dedi. davetiye olunca oraya gidip iltica etme riski var diye görüyorlarmış.

Normal zamanda bile 2 hafta öncesinden başvuruyordum hele ki pandemi sonrası çok ciddi riske atmışsın hocam. Kargoya da vermedilerse biletini ertelet en iyisi.

bir akrabamiz ilk vize basvurusunu davetiyeyle yapti almanyaya. yaklasik 2 ay surdu vizeyi almasi, bileti 2 kez ertelendi bu surecte. bilet tarihine dikkat etmiyorlar vizeyi verirken. kendi prosedurlerinin suresi daha oncelikli onlar icin. kasim basindaki dugune gitmek icin basvurmustu vize ocak basi icin gecerli sekilde geldi. hos biz gelmesine de sasirdik ret alacagindan %90 emindik cunku. sizin durumda bileti aciga almak mantikli sanirim.

izmirde şu an 2 ay falan sürüyor.

koronayı bahane ediyorlar artık, özellikle süreci uzatıyorlar. dikkast etmek lazım

Benim polonya konsolosluğundan olmuştu. Vizeli pasaportu gün içinde almıştım. Sabaha karşı almanyaya uçmuştum.

www.patibuldular.com

İnşallah en kısa zamanda sahibine kavuşur.

İnstagram varsa hikaye olarak paylaşayım. Paylaşıla paylaşıla yayılır

İtü hayvan hakları kulubu ile iletişime geçilebilir.

Onu da içmeyiver kardeşim. Nasıl bi yokluk bu ya.

İçilebilse bile içilmez

Hakkaten onu da içmeyiver. Koy bir köşeye dekor olsun.

Ya onu içmiyorum zaten, rahmetli babamdan kalan bir şişe zaten. Sadece soruyorum ya hu. Biraz saygı lütfen. Lütfen ya lütfen.

İçme bence. Boşver. Kör olursun falan. Mazallah.

Adam size ne yaptı efendi efendi sorusunu sormuş yahu...

Kör etmez sanırım sonuçta orijinal rakı. Ama tüketmeyin derim midenizi bozar hiç olmadı.

içmeyin

ben aslında bir tadına bakardım ama siz ben değilsiniz dikkat edin.

Kesinlikle tadına bakardım

suriyedeki kanun beni ilgilendirmezdi. evlendikleri, hatta çocuk yaptıkları esnada suriyede olmaları, suriyedeki kanuna tabi olmuş olmalarıyla da ilgilenmezdim. vicdan her yerde vicdandır. bir şeyin kanuni olması vicdani olmasını sağlamaz.

Tr'deki kanunları uygular geçerdim. Sonuçta TR'de yaşıyor. Suç esnasında TR'de yaşamaması beni ilgilendirmez.

Edit: not'a cevap olsun. Patagonya'da 25 yaş sınırı olması, benim gerçekten de çocukla evlendiğim anlamına gelmez. Dünyanın hiçbir yerinde 23 yaşında biriyle evlenmek çocukla evlenmekle eşdeğer görülmezdi. ama 14 yaşında bir çocukla evlenen biri, kanun izin verse bile tecavüzcüdür. "Çocuğun rızası" olsa dahi. Oradaysam, kanunu uyguluyorlarsa itiraz ederim, kaçmaya çalışırım, orada durmam ama kaçamazsam da yapacak bir şeyim olmazdı.

16 yılı verirdim, gitsin ülkesinde doğursun bana ne. suriye değil burası.

patagonya'ya gidip de doğurtmazdım. 2 sene beklerdim.

Evlilik yaşının -farz-ı mahal- 1 olduğu patagonya'dan gelip 7 yaşında doğum yapsa da kendi ülkesinde yasal diye ses çıkarmayacak mısınız? Cezası Türk kanunlarında neyse verirdim. Bu işin bir yaş sınırı vardır ve bizim kanunlarımızda bu yaş 18 olarak belirlenmişse bu böyle uygulanır.

ben de verirdim cezayı. bana güvenip mi yapmışlar çocuğu? hakettikleri cezayı alsınlar ki ergen yaşta burada eniklemesinler

Türkiye’deki kanunu uygulardım.

Ayrıca son paragraftaki not senin körkütük bir Ortadoğu’lu olduğunu gösteriyor. Konuyu bağlamından koparıp önemsiz detay üzerinden (Patagonya) haklı çıkmaya çalışmak.

Hakim olmasam sınırdışı ederdim.

Evlendiklerinde ikiside çocukmuş. Şu anda çocuk yapmaları o yüzden bence suç değil. Yani iki tane çocuk evlenmiş bir tanesi reşit olmuş sadece. Ama olayın başlangıç kısmında ikiside çocukmuş. O yüzden ceza verilmesi bana mantıksız geldi.

Ben cezayı vermezdim. Oranın yasalarına uygun olduğunu dilekçe ekinde bana ispatlasınlar .

cezayı verirdim ya da ülkelerine geri gönderirdim. sonuçta 14 yaşındaki bir çocukla onun çocuğunun da bakımını tc devletinin üstlenmesine gerek yok bence. madem bilerek isteyerek ve kendi kanunlarına uygun olmuş her şey, gitsinler kendi kanunlarıyla mutlu mesut yaşasınlar. bilemedim.

“Rızalı kurban” deniliyor buna, reşit olmadığı sürece. Çünkü rıza verecek zihinsel ve duygusal olgunluğa sahip olmadığı kabul ediliyor. Kendi istese dahi.

Ben bu konuda bir eğitime katılmıştım ve bize söylenen şuydu emniyet müdürlüğünden, misal 16 yaşında bir çift var, birbirlerini seviyorlar ve cinsellik ilişkilerinde var. Kız çocuğa çıplak fotoğrafını gönderiyor, çocuk kıza kendi fotoğrafını, videosunu vs gönderiyor. Bu da çocuk pornosu kabul ediliyor ve telefonda, bilgisayarsa bulundurmak suç. Sizin sevgilinizin olsa ve rızasıyla göndermiş olsa bile.

Kısaca, bunlar cok hassas konular. 14 yaşında bir çocuğun üç yıldır evlilik gibi bir ilişki sorumluluğunda olması korkunç bir durum ve ruh zedeleyeciği olmadığına ikna olamam ben.

Patagonya örneği absürd bir varsayım olduğundan ona yorum yapmayacağım. 18den küçük olmak dünyanın neredeyse her yerinde kabul edilmiş bir çocukluk kavramı, “eğer böyle olsaydı, öyle olsaydı” diye sündürmeye gerek yok.

Farklı bir ülkedeki kanunların burada bir geçerliliği yok. Türkiye'de 14 yaşında doğum yapan bir kadının kocası / sevgilisi / vs her neyse çocuğun cinsel istismarına göre ceza alır kanunlara göre. Bu da şikayete tabii bir şey değil bildiğim kadarıyla.

Türk vatandaşları her kanunu biliyor olarak kabul ediliyor

Bunlar da tamam savaştan kaçıp gelmiş ama. Bu demek değil ki her boku yiyebilirler

O yüzden Türkiye kanunları uygulanır

14 ile 23 arasında büyük bir fark var.
aynı 6 ile 14 arasında olduğu gibi.

ceza verirdim. orada yapılan bu evlilik Türkiye'de tanınmıyor. Ki zaten olay evlilik değil. Türk kanunlarına göre olayın 14 yaşında bir çocuğun cinsel istismarından başka bir sıfatı yok. Suriyedeki evlilik sıfatının bir önemi yok doğal olarak. Türkiye'de işlenmiş ya da sonucu Türkiye'de oluşmuş bir suç için fail nereli olursa olsun Türk Kanunları uygulanır zaten, bu kural. Evliliğin Suriyede gerçekleşmesi, suçun orada işlendiğini de göstermez. Çünkü bizde suç olan aradaki cinsel ilişki ve bu ilişki Türkiye'de de devam ediyor, devam etsin etmesin suçun sonucu Türkiye'de gerçekleşiyor. Her şekilde ceza verilmesi yerinde yani.

Patagonya olayı aynı şey değil yalnız. Olayda suç olan şey evlilik yaşı değil, çocukla girilen cinsel ilişki. Patagonyada "23 yaşında biriyle cinsel ilişkiye girmek" diye bir suç varsa evet eşim orada da hapse girebilirdi.

Belki olayın şartlarına göre bir ihtimal hata hükümlerine başvurulabilir. Kanunu bilmemede kaçınılmaz bir hataya düştüğü gerekçesiyle. Hakim yer mi, yemez. Yaşadığın ülkenin kurallarını bileceksin. Patagonya örneğin doğru değil. Onlar buraya tatile değil yaşamaya geliyor. Tatile gelselerdi o zaman dediğin olurdu.

hakim olsam sadece türk hukukunu uygulardım. çünkü türk hakimi aksini yapamaz. vicdanım böyle dedi diye bir gerekçe yazamaz kararına. yazabileceği tek gerekçe türk kanunlarıdır.

türkiye sınırlarında da türk kanunları uygulanır şeriat hükümleri değil. o yüzden de ceza verirdim.

TCK 104/2 Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Şu yazdığımın dışında ne deseniz boş gençler. Gayet açık bence. Hem hakim dediğiniz meslek sahibi öyle gönlünden geçene göre ceza vermez.

Ayrıca bir ülkede adam öldürmek serbest olsa, sonra sizi gelip öldürseler burada bu suç olmaz mı ?

çocukların evlendirilmesi suçtur. dünyanın pek çok ülkesinde çocuk evliliğinin önlenmesi için çalışmalar yapılıyor. ki yine de oranlar çok yüksek.

geçen yıllarda biri de çıkıp evleniyorlar çocuk sahibi oluyorlar, sonra erkekler hapse atılıyor bu da bir mağduriyet yaratıyor. o yüzden suç kapsamından çıkarılsın diye bir şeyler söylemişti, baya bir tartışma yaratmıştı. çocuklar evlenmeye zorlanıyor, sonra hamile kalınca olay ortaya çıkıyor, bu sefer kocam hapiste mağdur olduk oluyor. çocukla evlenmezsen mağdur da olmazsın, çocuğu evlendirmezsen de mağdur olmazsın.

erken evliliğin çocuklar için çok ciddi sonuçları var. fiziksel olarak hamilelikleri çok zor, bebeklerin ölü doğum riski daha yüksek, vajinal rahatsızlar, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, bebeklerin doğumdan sonra yetersiz beslenmeye bağlı ölüm oranları da daha yüksek. psikolojik olarak da pek çok soruna neden oluyor. pek çok psikopatoloji için risk faktörü. anksiyete, depresyon, intihar girişimi vs hepsi erken evlenen kadınlarda daha fazla. hem fiziksel hem de cinsel şiddete uğruyorlar. çünkü bu kadınlar güçsüz. hayatlarıyla ilgili kontrolleri yok. kendi ailesine gitmek için bile eşinden, onun annesinden, babasından, kardeşinden izin almak zorunda.

çocuğun rızası diye bir şey de yok. 11 yaşında bir çocuk nasıl evlenebilir. basit bir çekilişte bile 18 yaşın altında olanlar kazansa bile ikramiyeyi alamıyor. herhangi bir hukuki işlem için 18 yaşın üstünde olmak gerekiyor. evlilik gibi bir şey için bunun dikkate alınmaması size mantıklı geliyor mu? ergenlerin karar verme becerileri yetişkinlerden düşüktür. çevrelerinden kolayca etkilenirler, ailesi evlen diyorsa razı olup evlenebilir. evlilik çok güzeldir çok tatlıdır, gelinlik giyeceksin sana hediyeler alacaklar derseniz sadece bu yüzden bile evlenebilir. ergenler dürtüsel davranırlar. bir şey yaptıklarında karşılaşabilecekleri riskleri göz ardı ederler.

rızası olan çocuk yoktur, razı edilmiş çocuk vardır. lütfen çok yönlü düşünün. patogonya örneği o kadar saçma ki. 18 ve 25 arasında çok ciddi bir fark var. ama hadi sizin dediğiniz gibi olsun. evet eşim hapse girecek, çünkü şu an patagonyadayız ve oranın kurallarına tabiyiz.

bu kadar mantıksız bir yaklaşım olabilir mi?
bende japonum, japonya yasalarına göre burada yaşayayım o zaman amk..
hollanda'da uyuşturcu serbest.
sen oradan yasal olarak aldığın esrarı türkiye'ye ''yasal'' şekilde sokabiliyor musun?
tabi ki hayır.

herkes bulunduğu ülkenin yasalarına uymakla mükelleftir. devlet senin ırkına bakmaz.

Hahahahha. Bizim yaşadığımız yerde şu serbestti, bu serbestti diye herkes aklına eseni yapsın o zaman :)) ama bu konu özelinde yaklaşacak olursak 16 yıl ceza çok ağır ve aşırı geldi bana. Savaş bittiyse ülkelerine postalayıp geçmek lazım. Bizi ilgilendiren bi durum yok çünkü.

Eğer bu hoş görülürse sonrası için çok kötü örnek yaratır, türkiyedeki bütün çocuk istismarcılarına git nikahı süreyede yap sonra burada da rahatsın demiş olursun. Ceza verilmeli, cezayı çekmek istemiyorlarsa suriyeye geri gitsinler.

tgi fridays (git: www.tgifridays.com)

Hayat zaten bu kadar zorken, çok daha zorunu seçmişsin kendine. Bunlar iyi günlerin. Sen bir de o çocuğun ergen zamanlarını gör. Allah güç kuvvet versin.
Mesela mezuniyet töreninde parasını aile bütçesinden karşıladığın cübbeyi giyip, babasına şirin görünmek için sana tavır yapmasını sineye çekecek, yine de tatsızlık olmasın diye, mezuniyet hediyesini tebessüm ederek takdim edeceksin.
Hukuğun her alanında internette bilgi kirliliği oluyor. Çünkü her olay kendine özel, kanunlarımız esnek, hakim yorumları çok farklı. İçtihat denizinde boğuluyor insan.

abi kolay gelsin. ben okurken saclarim dokuldu.

Allah sabir versin, boguluyor insan.

Velayete sahip olan taraf çocuğun menfaatini gözeterek hareket ettiği müddetçe taşınmak vs sorun teşkil etmez. Şehir değişikliği yapılamaz diye bir şey Yok. Mahkeme için önemli olan çocuğun bu durumdan olumsuz etkilenmemesi.
Kolaylıklar dilerim ben de...

@cücegezegen e cevaben;
Velayete sahip olmayan tarafın çocuğu görme hakkının rızasız olarak elinden alınması durumu söz konusu değil mi burada?
'Çocuğun bu durumdan olumsuz etkilenmemesi' durumu çok göreceli değil mi? Göreceliliği yoruma açık değil mi?
Bu durumda velayet konusunun yeniden gözden geçirilmesi gündeme getirilemez mi?

Sn. Oğuz Altun’a, her durum kendi özelinde değerlendirmek gerekir. Kişisel ilişki süreleri farklı şehirlerde olunmasına göre değiştirilebilir. Çekişmeli olan böyle bir hususta zaten rızayı temin etmek mümkün olmayacaktır. Velayet değişikliği başlı başına farklı sebeplerle değerlendirilir. Burada salt annenin çocuğa farklı bir şehirde gelecek kurması velayet değişikliği sebebi yaratmaz. Yeterki bu değişiklik babası ile görüşmeyi engellemeye yönelik bir amaç taşımasın.
Saygılarımla

'Her konu kendi özelinde değerlendirilmelidir.' müştereğinde buluşmuş durumdayız. Ben size yerden göğe hak veriyorum. Ancak; 'Yeter ki...' sözünden sonra söyledikleriniz bile olayı muğlaklaştırıyor.
Soru soranın, siyah ve beyaz netliğinde bir cevap beklentisi var.
Ben bu konuda haddinden fazla gri olduğunu vurgulamak istedim sadece.
Yanlış bir dil kullandıysam affola.

karısı kendisin yakın zamanda 8 aylık bebeği ile terkedilmiş bir adam olarak, böyle bir şey yaparsan tüm günahlarım sana girsin. ne bileyim allah varsa da belanı verebilir sorun yok.

ne demek babasından çocuk ayırmak. pislerim arabasına, evine. araba bildiğim kadarıyla başka şehirden başka şehire gidebiliyor. ev işini de oradakileri satıp burada alabilirsiniz herşeyi.

ama işte olay tabi ki bunlar dğeil, olay çocuğu babadan ayırmak.
başka şehire gidip yaşamak da tam senin fikrdndir bence.

Onu kurtramadık ama kurtarıalcak canlar var diye kendimi avutup veganlığı araştırmaya başladım. vegan olarak bir sürü hayvanın ölmemesine katkı sağlıyorum.

medium.com

Ben de nukleer felaket olsun istiyorum. Ama bundan once insanlarla dalasip basima bela aldim. Onemli olan secimlerden sonra degil oncesinde bela almak. Bugune kadar akplilere insan muamelesi yap iyi gecin sonra bu hale gelirsin iste. Senin dediklerin gerceklesince onlara bisey olmuyo zaten bizden caldigi paralarla zenginlesiyolar ekonomi ne ki cok soyut bisey ama bizden gidiyo onlarda artiyo bu somut

sonuclar benim icin hic surpriz olmadi. bekledigim gibi oldu.

eksi sozluk'e ozellikle secim donemlerinde aldanmamak lazim. cunku muhalefet orada cogunlukta ve kendi calip kendi oynuyorlar. dunya'dan haberleri yok.

ulkede degisen bir sey yok, sen de sakin ol. kazananlar ve kaybedenler olur yarislarda. her seyin bir sonu vardir.

akp aslinda o kadar da kotu bir parti degil. iyi seyler de yapiyorlar. mesela yollar, millet bahcesi, kiraathane :) muhalefet, muhaliflik geregi hep eksiklikleri insanlara soyluyor ve tek carenin kendilerinin oldugunu iddia eder ve onsanlari bu yonde sartlandirirlar ama aslinda oyle degil. onlar da iktidar olunca bir suru pot kirarlar. hatasiz kul olmadigi gibi; hatasiz iktidar da olmaz, olmayacaktir.

Daha seçim sonuçları netleşecek başlarken chpli bir tanıdığıma söyledim: halk, dolar 10tl de olsa akpye oy verir.

ben zaten işsiz ve parasızım. bundan daha işsiz olamam belki biraz daha parasız olurum. o zamanda artık bahçede soğan domatiz yetiştirir karnımızı doyururuz heralde :) gerekirse dolar 10 tl olsun açlıktan yolları kemirelim beraber. yeter ki milletin aklı başına gelsin istiyorum. bu arada şuan dolar 10 tl değilken "1000 lirada olsa oyum reise" derler. gerçekten 10 tl olup etkisini hissedince göreceğiz o yiğitliklerini

Pek sinirlendigimi soyleyemem. Semsiye acilmaz modundayim. Relax.

22 haziran cuma akşamı ile 24 haziran pazar akşamı arasında pek bir fark yoktu. umutlanıp gaza gelen bir muhalefet vardı. hemde çok umutlanıp gerçekleri göremedi. bu iş tamam falan dediler?

rtenin cumhurbaşkanı olmasına şaşırmadım. mhp şaşırttı. kafaya takmaya gerek yok demokrasi bu.

dün oldukça moralsiz ve keyifsizdim.

bugün ise iş yerinde ve sivil hayatta akp li olduğunu bildiğim mavi yaka çalışanlara yokuş yapıyorum.

madem eziliyoruz bizi hor görüyorsunuz diyorsunuz e alın o zaman hor görelim de tepkinizi boşa vermemiş olun diyerek devam ediyorum.

asgari ücretli akp'linin yapamadığı ne varsa yapıp onu da gözüne soka soka yapıyorum. yavrum benim gezemeyip evde oturduğum bir kriz meydana gelirse sen kolunu bacağını kesip yemek zorunda kalırsın diyorum.

önceden ne gezdiğimi, yediğimi içtiğimi söylerdim ne de ekonomik durumumu belli eden davranışlarda bulunurdum. ama artık öyle değil. ben x partiye oy verip başa geçiremiyorum ama karnım tok, sen ise açsın ve hala daha akp diyip başa geçiriyorsun. seni mi düşüncem.

Öncelikle herhangi bir koşulda, iç savaş çıksın, ekonomik kriz alsın başını gitsin, dolar euro uçuşa geçsin istemem. İnsanların siyasi seçimleriyle, savaş çıkmasını isteyerek mücadele edilmez. Savaşın ne olduğunu anlamayanlar bunu söylüyor genelde. Total War oynamak gibi sanıyorsunuz sanırım savaşı. Bu kadar rahat söylediğinize göre öyle olmalı. Her şey bir tarafa, insan bencil düşünse bile istemez savaşı. Kendi zarar göreceği şeyi ister mi insan? Savaş çıkınca ne olacak, herkes iktidara mı küsecek? Siyaset sosyolojisi böyle söylemiyor. Daha da kemikleşirler diyor.

Ne istediğinize dikkat edin lütfen.

Diğer bir yandan, seçim sonuçlarını böyle bekliyordum. Benim için sürpriz olmadı. Mhp oyları sürpriz oldu sadece.

Onlar gibi oluyorum. Agresif davranıyorum. Artık trafikte beklemiyorum kaynak yapıyorum. Ters yönden giriyorum yol boşsa kırmızıda geçiyorum emniyet şeridini kullanıyorum. Çöpümü arabama atmıyorum yolluyorum sokağa toplasınlar yağları musluktan yolluyorum. Adam hes yapıyor oraya buraya inşaat yapıyor her yerden denize kimyasal boşaltıyor ben yağımı şey yapmakla mı uğraşacam banane. Kendi çıkarımı düşünüyorum. Asla kimseye yol vermiyor kimseye yardım etmiyorum. Biz niye büyüklük bizde kalsın diyoruz ki çomar çomarlıktan anlıyor. Herkes kendine artık. Sokak hayvanlarını korumak ve beslemeye de çok ağırlık verdim.

www.youtube.com

Yarin partide toplanti yapacakmis. Ona gore aciklama yapacak.

Makro fotoğraf çekmeyi araştır.
Sürekli ışık kullan.
Sürekli ışığın üzerine ışığı yumuşatacak bir örtü örtebilirsin.
Hiçbir yansıma istemiyorsan o imkansız gibi, fakat odanın kendisi simsiyah olursa belki yansımalar minimize olur.
Yansımalı kısmı kadraj dışında bırakabiliyorsan yarım veya 3/4 de çekebilirsin.

Ek olarak: Baskının doğru renkte olması sorunu için öyle paralar dökülüyor ki... Elindeki makine ve lens elverdiğince; beyaz ayarı, renk ayarı bilginle ve bulabildiğin baskı makinesi ve kağıtla, elinden geldiği kadar yaparsın ancak. Çok değişkeni var bunun.

En basitinden kullandığın monitör rengi doğru göstermiyorsa bile ayarlaman imkansıza gidiyor.

çiğköfteci

ticaret yapmayın da naparsanız yapın. gayrimenkul ucuzladı ama fiyatlar nasıl seyredecek kestirmek güç.

Uzun yatırım olacaksa kesinlikle arsa.

Kesinlikle çiğköfteci değil.

Bence arsa alın gerçekten daha kazanmayan duymadım. Benim olsaydı bist30 senetlerinden sağlam bir kağıda mutlaka girerdim.

prim yapması olası yerlerdeki markalı sitelerden ev alın (ör: kayaşehir).

istanbul ve çevresinde arsa fiyatları çok şişti. ancak mahalle arasından v.s. bulabilirseniz arsa ok.

onun dışında istanbulda konut fiyatları bir süredir düşüyor, ikinci elde cazip fiyatlar bulunabilir. özellikle 250 kira çarpanı altı olan oturmuş yerlere bakabilirsiniz. burada kira getirisinden çok konuttaki arz fazlası bitince karla satabilmek amacınız olmalı.

evliysen 200-250 binine bursa gibi bir yerden daire al, hem geri kalanını hem kirayı biriktir çocuğunu yurtdışında falan okut.

bekarsan kendini yurtdışında okut. tr'de türk lirası ile yapılabilecek en iyi yatırım ülkeden gitmektir.

trakya tarafında arsa alabilirsiniz. bundan yirmi sene önce çorlu'da yorgan döşek parasıyla 2 apartman dikilecek arsa alabilirdiniz, şuan her bir dairesi 300 bin tl olan.

dolar al.

Verirler.

Macaristan vermez. Boşuna yorulma. Eğer 34 değil de 24 yaşında bir öğrenci olsaydın verirlerdi. 2 aydır işsizsin ve hesabında 300bin lira var. O para ile kaçacağını da düşünebilirler. Saçma gelebilir dediğim ama cidden enteresan şeylere takılıyorlar. Sana tavsiyem Yunanistan'a başvur. Yunanistan daha rahat veriyor vizeyi.

İşsiz olmak sıkıntı olabilir, sponsor falan isterler belki. Vize merkezine sorun mutlaka.

Çalışmıyorsanız ve yetişkin konumundaysanız vize almakta sıkıntı yaşayabilirsiniz.

Eğer belli bir kişiyi ziyaret amaçlı gidiyorsanız davetiye üzerinden vize alın. O zaman hiç sorun değil.

Ama yok ben bi dolanıp çıkacağım diye turist olarak giderseniz, sizi ülkenize bağlayan bir şey yok bahanesi ile çevrilmesi ihtimaliniz var.

Daha once yurtdisina cikmis mi?
Ciktiysa nerelere gitmis?
Daha once alinmis Schengen vizesi var mi?
Vize ihlali yapmis mi hic?
Neden Macaristan'a gitmek istiyor?
Orada ya da baska bir Avrupa ulkesinde akrabasi var mi?
Diger ulkeler dururken birden hasil olan "macaristan'a gitmeliyim"in sebebi ne?
Tum bu sorulara kendi icerisinde tutarli bir cevabi var mi?
vs.vs.

pasaportunda cok vizesi varsa ya da daha once macaristan'dan vize almissa mumkun.

sanirim kimse yuzde yuz vize alabilir ya da alamaz diyemez burda cunku inisiyatifine bagli biraz konsoloslukta calisanlarin. ama nispeten sansi dusuk denilebilir. hesabinda para olsa da su an issiz olmasi dezavantaj. macaristan biraz daha zor vize veren bir ulke.

yunanistan, italya filan olsa daha rahat vize alabilirdi.

İşsizken de vize alınabilir. Buradaki önemli nokta, orada bulunduğu zaman zarfında harcayacağı paraya sahip mi sorusu. Eğer sahipse(ki öyle yazıyor) ve daha önceden temiz bir sicili varsa(boş sicil sayılmaz) vize alır.

Banka hesabinda cok fazla para olmasini istemiyorlar, kacar gider ya da yerlesmeye kalkar diye isgilleniyorlar. Baska bir hesap actirin, icine 3-4 bin koyun ve bu hesabin ozetini konsolosluga verin. Cocuk sanirim yeterli olur Türkiye´ye baginizi gosermek icin. Bir de Ankara ise basvurulan yer, eskiden cok zorluyordu Macar Konsoloslugu. Belki baska ulkeden multi almayi deneyebilirsiniz.

verdiler, bir aylik, multi giris.

internet sitesinden başvurup, yıllık aidatı ödedikten sonra stad girişlerindeki gişelerden 'tek kullanımlık' passolig alabilirsiniz.

www.passolig.com.tr

elorelia+1

maça gittiğinizde eski usül gişeden tek kullanımlık bilet alıyorsunuz, bir parça daha erken gitmek iyi fikir olabilir. normale göre 20 dk kadar erken mesela.

İnternet başvurusunu yapın hemen onaylanıyor. Daha sonra bileti alın. Telefonunuz uygunsa, Telefona uygulamayı indirip girebilirsiniz. Ya da arkadaşların dediği gibi tek geçmişlik pass kart alacaksınız

şu an 2. kategoriden daha aşağısında bilet yok haberiniz olsun.

yukarıda söyledikleri şekilde passolig başvurusunu yapıp bilet aldıktan sonra akıllı telefonunuz varsa tek kullanımlık biletle uğraşmanıza gerek kalmıyor. mobil uygulamadan barkodu okutup geçebilirsiniz.

manuela olabilir.

kahyalı ve yüzünde yara olan kadın deyince Manuela ama Manuela Brezilya değil Arjantin dizisiydi. Kadın da cüzzam değil, kaza geçirdiğinden takıyordu o maskeyi.

Marciel adında kötü karakterin olduğu (ancak kahya değil) ve cüzzam olan bir kadının olduğu başka bir dizi daha var ama o da meksika dizisi Entre El Amor y El Odio (Atv'de Aşk ve Nefret adıyla gösterildi).

vasiyet yoksa alamaz

resmi nikah yoksa alamaz. mirasta maddi manevi tazminat olmaz pay olur sadece.

eğer çok seviyorsa kumasını pay versin niye mahkemelik oluyor

@paintov : ölmüş adam.

nickten kaybetmişsin de
bu rezalet puanı düşük bir rezalet.
haklısın ama milletin pek rağbet etmesini bekleme.

ben çok aman aman bir durum yoksa yazmam rezalet başlıklara. eğer bilgilendirebileceğeim bir durum varsa özelden yazarım genelde.

senin durumunda çok büyük bir rezalet yok, elbette çirkin ama rezalet demem zira, uğraşıyor booking ve hotel. hotelin salaklığı var sanırım, bu oldukça fazla olan bir şey. elbette dediğim gibi hoş değil ama seninki gibi durumda yapılacak tek şey o para ödenene kadar booking ve hoteli sıkıştırmak. anladığım kadarıyla hotel kaçmıyor yani, booking elinden geleni yapıyor ek olarak. hotelle muhatap olmayın hiç, direkt bookingden yürüyün.

otel pislik olabilir ama tam terside olabiliyor, şahsen viyanaya gelen bir tanıdığın başına geldi, yanlış müşteriye göndermiş parayı muhasebe, bana da göstermişlerdi hatta sistemden, sonra düzeltip 2 haftaya yollamışlardı.

Ben genelde rezalet başlıklarına yazmıyorum. Aslına bakarsan bi bok yazdığım da yok. Sadece verebileceğim bir tavsiye varsa özelden iletiyorum. Zaten genelde gündem butonunda takılıyorum dolayısıyla bugün butonunda gelip geçen başlığını görmem imkansızdı. Anca çok kişi yazıp gündeme taşırsa görürdüm.

Benim tek dikkatimi çeken her yaptığın işlemi yapmak için 1 ay beklemişsin. Bu kadar bekleme. 2 günde bir ara. İyice sıkıştır. Yani para 2 güne yatar dedikten sonra aramak için neden 1 ay bekliyorsun? 2 gun sonra arasana.

Bence rağbet görmemesinin sebebi de aylardır her gün arayıp paranın peşinden koşup bir de üstüne saygısızlığa veya tehdite maruz kalman ya da küstah otel müdürü gibi detaylar olmaması. Altı üstü 3-4 kere arayıp paranı sormuşsun. Dolayısıyla evet bir rezalet ama puanı düşük.

ben bunu önceden yazmıştım. başlığında da tekrarladım booking'in hatası var. bu sistemi düzeltmesi lazım. resepsiyonda 2000tl'ye çalışan adamın önüne 50-60000 tl limitli platin kartın önlü arkalı tüm bilgilerini koymak risktir.